24 Şubat 2014 Pazartesi


EVVEL ZAMANDA YOKSULLAR HANDA BEYLER,KONAĞINDA YAŞARMIŞ.
BUNA ÖFKELENDİMBİR HAYLİ SÖYLENDİM ALDIM BAŞIMI ÇIKTIM DIŞARI GÖRMEYİN GİDİŞİMİ BAKMADAN SAĞA SOLA DÜŞTÜM BİR YOLA.DERE TEPE DÜZ GİTTİM
ÇAYIR ÇİMEN GEÇEREK ARPA BUĞDAY BİÇEREK SOĞUK SULAR İÇEREK ALTI AY BİR GÜZ GİTTİMYÜRÜDÜM DÜRÜDÜM VARDIM BİR BAĞADALDIM BİR KONAĞA VAY SENMİSİN DALAN KİMİ KOLUNDAN TUTTU KİMİ BACAĞIMDAN ATTILAR BENİ BİR DAĞA
ZORUMA GİTTİ BAŞLADIM AĞLAMAYA KARŞIMA ÇIKTI BİR DERVİŞ DERVİŞ AMCA DEDİM BU NE İŞ? KURU İDİM ISLANDIM SEL BENİ NEYLER BULUT OLDUM USLANDIM YEL BENİ NEYLER?VAY GİDİ DÜNYA KİMİ GÜLER,KİMİ SÖYLER KULAK VERİN BU MASALA KELOĞLAN NE İŞ TUTAR,NEYLER...
           Dünyamızın yedi bin kat doğusunda bir şehir varmış. Bu şehirde bir gariplik varmış çünkü şehrin büyük bir nüfusunu yılanlar oluştururmuş bu uzun ve büyük yılanların şehrinin ismi aslında basilisk şehri imiş fakat insanlar onların boylarından dolayı devler kenti dermiş.Her gün olduğu gibi kar atıştırmaya başlayıp gün perilerinin şarkısı başladığında yılanlar sabah olduğunu anlamış. Herkes yavaş yavaş şehre inmiş.Çoğu insan yılanlardan korkar fakat burdaki insanlar onlarla aileleri gibi seviyor. Şehrin tüm sakinleri şehirde toplandığında kral basilsk kahvaltıyı başlatmış.
             
           Bu sırada yerin on üç kat altında amir şehrinde kurul toplanmış.Amir kentinin sakinleri basiliskleri çok kıskanırmış çünkü onlarda sabah kızgın güneş geldiğinde olur,insanlar bağırarak anlaşır ve herkes sabah kahvaltısını tek yaparmış. Büyüklerimiz boşuna kıskançlığın kötü bir şey olduğunu söylememişler ya.Amir kurulu ise cıvadan yapılmış masanın etrafında şeytana bile pabucunu ters giydirebilecek bir plan yapıyormuş.Basilisk şehrine bir casus göndereceklermiş bu casus bir basilisk yavrusunu çalacakmış ve bu sayede şehir kargaşa içinde kalacak ve yok olacakmış.Casus yola çıkmış az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş bir şehre bin şehir koymuş ve sonunda varmış.
 
       Bu arada yılanlar yakın bir zamanda kutlanacak olan kış senliği için hazırlık yapıyorlarmış.Her taraf karlarla süslenmiş çocuklar için buzdabn kaydıraklar yapılıyormuş. Amirli casus sessizce anaokuluna sızmış.Orada ki en küçük yıanı almış ve kaçmış öğle yemeği saati geldiğinde oğlunu almaya giden anne onu bulamayınca çok telaşlanmış her yerde oğlunu aramış ve oğlunun kaçırıldığını anlamış.
 
 
           Kırk gün kırk gece her yerde yavru basiliski aramışlar fakat ne çare sanki yer yarılmışta içine kaçmış.Basilisk in annesi  özleminden yataklara düşmüş.Sonunda bir gün bir insan evladı gelmiş ve onlara eğer perileri izlerlerse yavruyu bulabileceklerini söylemiş.Akşam olmuş güvenlik timinin sekiz üyesi perilerin ardından yola çıkmış bu periler ne kadar güzel perilermiş anlatılamaz bilinmez fakat basiliskler onlara vella dermiş.perilerin peşinden amir krallığına gelmişler ve yavru basiliski bulmuşlar hemen onuda alıp şehirlerine geri dönmüşler. Sabah amirliler kafesi boş bulunca çok sinirlenmişler fakat elden bir şey gelmez her masalda olduğu gibi bu masaldada iyiler kazanmış eh herkes kendi yoluna iyiler masalına köütler çöplüğüne..

BAZEN YENİ İNSANLARI TANIMAK LAZIM-2

Hayatı

1896 yılında, Hekimhan'da doğdu. Eflatun Cem Güney, geleneksel halk hikâyelerimizi ve masallarımızı derledi. Kendisi de masallar yazdı. Masalcı Baba olarak tanındı. Sivas Sultani'sini bitirdikten sonra, Konya Öksüzler Yurdu'na Türkçe öğretmeni olarak tayin oldu. Anadolu'nun birçok yöresinde öğretmenlik yaptı. Kuva-yi Milliye'nin yayın organı Öğüd gazetesinde görev yaparken, bir taraftan da İrşat dergisini çıkardı. Anadolu'nun çeşitli yörelerinde, yerel sanat dergilerinin çıkması için çalışmalar yaptı. Danimarka'da bulunan Andersen Kurumu; 1956 yılında Açıl Sofram Açıl adlı eseriyle yazara, Dünya Çocuk Edebiyatı Onur Belgesi verdi. Dede Korkut Masalları adlı kitabıyla bu ödülü 1960 yılında tekrar kazandı. Türk Çocuk Edebiyatının, önde gelen yazarlarından olan Eflatun Cem Güney, birçok masalın günümüz Türkçe'siyle yeniden ortaya çıkarılması için, büyük çaba göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı'nca, İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü yardımcılığına atanan Güney, İstanbul Radyosu'nda Bir Varmış Bir Yokmuş adlı programda anlattığı masallarla da bilinmektedir.

Eserleri

Masal Kitapları

  • 1. Nar Tanesi (1945),
  • 2. Akıl Kutusu (1947),
  • 3. En Güzel Türk Masalları (1948),
  • 4. Altın Heybe,
  • 5. Kül Kedisi,
  • 6. Felek Sillesi (1948),
  • 7. Açıl Sofram Açıl ve Congoloz Baba (1949),
  • 8. Kara Yılan ve Kara Gülmez (1949),
  • 9. Bir Varmış Bir Yokmuş (1956),
  • 10. Evvel Zaman İçinde (1957),
  • 11. Gökten Üç Elma Düştü (1960),
  • 12. Az Gittim Uz Gittim (1961),
  • 13. Gülen Ayva Ağlayan Nar (1969),
  • 14. Al Elma Yeşil Elma (1969),
  • 15. Sabır Taşı (1969),
  • 16. Hasırcı Baba- Keloğlan (1969),
  • 17. Aygın Baygın Ses ve Nurtopu (1970),
  • 18. Yedi Köyün Yüz Karası (1970),
  • 19. Altın Gergef (1971),
  • 20. Güldükçe Güller Açan Kız (1971),
  • 21. Tellerinde Bülbüller Şakıyan Saz

Halk Edebiyatı Çalışmaları

  • 22. Dertli Kaval (1945),
  • 23. Dede Korkut Masalları (1958),
  • 24. Âşık Garip (1958),
  • 25. Kerem İle Aslı (1959),
  • 26. Tahir İle Zühre (1959),
  • 27. Şah İsmail (1957),
  • 28. Erzurumlu Emrah (1955),
  • 29. Halk Şiiri Antolojisi (1947),
  • 30. Âşık Ruhsati (1953),
  • 31. Meslekî (1953),
  • 32. Kâmilî (1958),
  • 33. Halk Türküleri (2 cilt, 1953-1956),
  • 34. Nasreddin Hoca Fıkraları (1956),
  • 35. Folklor ve Eğitim (1966),
  • 36. Folklor ve Halk Edebiyatı (1917),
  • 37. Matem Sesleri (1920, şiirler),
  • 38. Dumlupınar’a Doğru,
  • 39. Kara Yazı,
  • 40. Atatürk- Hayatı ve Eserleri (1963)

23 Şubat 2014 Pazar

  1.  Ahmet aldı.                      '' İçinde sadece özne ve yüklem bulunan on beş cümle.''
  2.  Ali çalıştı.
  3.  Derya uyudu.
  4.  Cuma uyandı.
  5.  Tarla yandı.
  6. Çiçek soldu.
  7. Çimen biçti.
  8. Makine okudu.
  9. Emre düştü.
  10. Korna öttü.
  11. Kalem yazdı.
  12.  Ağaç düşecek.
  13. Su yanmaz.
  14. Bina patlasa.
  15.  Aylin silmese.


Ehli kemal ile cefa çekmesi yeğdir cahil ile safa sürmeden.

                                                          CAHİLLİK DEDİĞİN ŞEY
  İnsanlar ilk zamanlardan beri öğrenirler fakat bazıları okur bazıları dinler.Belki dinleyenlerin işitsel duyuları daha iyidir fakat okumak bilgiyi kalıcı hafızaya geçirmek için en önemli etkendir.
      Bu dinleyen insanlar zamanla bilgiden uzaklaştılar ve ortaya cahillik kavramı çıktı günümüzde cahilliği köylü olmak ile bağdaştıran insanlar ne kadar yanılıyor cahil olmak nerde doğduğumuz nerede yaşadığımız veya nasıl bir kültürümüz olduğuyla ilgili değil eğer bir adam okumak istiyorsa her şekilde okur.Ne yazık ki ülkemizde okumak istemeyen insan oranı çok fazla aynı zamanda okuyup da bir yere gelebilecek tüm insanlar da bu cahillerin kafasına uyuyor ve 24 saat orada burada eğleniyor çalışıp kazandığı para ie kendi geliştirmektense boşa harcıyor. Eski insanlar boşuna ''Ehl-i kemal ile cefa çekmesi yeğdir cahil ile safa sürmeden.''dememişler.

     Eğlence bizi bir yere kadar götürür bilgi ise her zaman gereklidir.İki ayrı dünya kurup birine cahilleri birine bilenleri koyalım diyorsanız unutmayın en büyük cahillik kendini zeki sanmaktadır.