21 Mayıs 2013 Salı

                        
                                                               KÖREBE

                    Bir hayat daha bitiyor adı konulmamış hemde hergün neden mi? Çünkü sorgulanmamış.
                   
                   O hayatın hataları bir blogda olsa bile olsa yorum almamış. Peki ne işine yaradı buu hayat senin arkadaşlarınla körebe oynamana mı ? Belki ileride hayatında bir dönüm noktası olacak ozam geri bakaaksın ilerisi daha parlak olacak ama o gerideki lekeler...DENİZE bulaşan petrol gibi o zaman anlayacaksın içinde fikirlerinde yunuslar gibi ölmek üzere çünkü geride kalbi kırılan insanlar var ama sen fikirlerini sorgulamayı bilmediğin için o zamanlar ne umrunda şimdi ise pişmanlık geri dönüşü olmayan hatalar  ama yapacak yok önemli olan ileriki hayatını sorgulamak öldüğünde sorgu zamanında ne yaptın diye sorduklarında cevap verebilmek.

                 Sonuçta körebe bile bir zaman sonra insanı sıkar.Hadi zamanın varken çıkar şu göz bandını..

SEN HAZIR MISIN?


                                                      SEN HAZIR MISIN?
                                           

         Herkesin hayat mahkemesinden alacağı bir korku hükmü vardır ama bundan kurtulan azdır.Neden mi? Çünkü insanlar uyarıları duymaz bazıları ise duymazdan gelir.
          
        Her insan bu hükmü görmeden önce küçümser çünkü önemsizdir.Ama her insan için önemli olan onlarla yüzleşmektir ,hayat mahkemesine çıkmadan önce savunma hazırlayabilmektir. Her insan bir şeylerden kokar misallen:bazılarımız karanlıktan sınavdan , bazılarımız samaradan,bazılarımız ise kuyudan korkar.Bilirmiyiz acaba bu korkular bazen yalandır bazen ise ölmeden önce başımıza gelecek bir gerçek.

       Sonuç olarak; Biz korkularımızın ve endişelerimizin gerçekliğine ne kadar inanırsak onlarda yok olmaya başlar. En iyi savunmanızı hazırlayın mahkeme sizin.

BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI MI?

                                                         BOŞ GEZENİN BOŞ KALFASI MI?

          İnsanların kendilerine göre nitelikleri ve özellikleri vardır.Bazılarımız sanatçı bazılarımız bilim insanı olmaya yatkındır.
         
         Her insan farklıdır derler ya bence haklılar. Her insanın kendi niteliğine özgü yetenekleri vardır.Ama en başta aileler olmak üzere herkes tarafında biçimlendirilmeye çalışır.Bazense bize zor gelir bu yeteneklerin peşinden koşmak şimdi oturupta hiç test çözemeyeceğim, kitap okuyamayacağım dersin.Başında boş bırakılırsa sen bir doktor olacakken makine mühendisi çıkarsın peki sen ne anlayacaksın ki makine mühendisliğinden.Yolda gördüğümüz işsizlere boş gezenin boş kalfası deriz peki biz neyiz tabikide büyük bir iş adamı doktor olması gereken bir iş adamı bu yaptığımızla kimseye yaranamayız.
       
  Son olarak biz her zaman kendi yeteneğimizi araştırmalıyız.Yoksa bizde işimizi güzel yapamadığımız için boş gezenin boş kalfası oluruz. 

20 Mayıs 2013 Pazartesi

BAZEN YENİ İNSANLAR TANIMAK LAZIM!

                                                       
DİMİTRİ MENDELEYEV

Mendeleyev İn Periyodik Tablosu bilinmeyen doğal kimyasal elementlerin bulunmasına olduğu kadar doğada olmayan bir çoğunun da üretilmesine olanak vermiştir. ünlü rus kimya bilgini dimitri ivanoviç mendeleyev (1834-1907), 1907 yılında öldüğünde arkasında kendi adıyla anılan bir "periyodik tablo" bırakmıştı. bilim tarihinde çok önemli bir yeri olan bu tabloyu mendeleyev gerçi daha 1869 yılında düzenlemişti ama XX. yüzyılda da sürüp giden buluşlar bu tabloyu her seferinde doğruladıkları gibi yeni gelişmeler de onun öngördüğü doğrultuda gerçekleşecekti.

Ailesinin 17 çocuğundan en küçüğü olan Mendeleev'in büyük babası Sibirya'nın ilk gazetesini çıkarıyordu; babası ise bir lise müdürüydü. Mendeleev, ilköğretimini sürgünde yaptı; babası ölünce annesi ona daha iyi öğrenim koşulları sağlamak amacıyla batıya göçtü.

Mendeleev, St. Petersburg (Leningrad) Üniversitesi'nde kendini tanıttı ve doktorasını ilginç bir konu olan "alkol ve suyun birleşmesi" tezi üzerinde yaptı. Fransa ve Almanya'daki incelemeleri, ona, 1858 Karlsruhe Kimya Konferansına katılma olanağını sağladı. Bu konferansta Avogadro Hipotezi üzerinde ateşli tartışmalar yapılmıştı. Daha sonra, ilk petrol kuyusunu görmek için Pennsylvania'daki petrol bölgelerini gezdi. Rusya'ya döndükten sonra yeni bir ticari damıtma yöntemi geliştirdi.

Daha 32 yaşında iken St. Petersburg Üniversitesi'nde kimya profesörü oldu. Düzenlilikleri araştırmak için, elementleri özeliklerine göre sıraladı. Böylece kimyacıların sessiz bilgisayarı olan periyodik cetveli elde etti. Bu cetvelden yola çıkarak o zaman henüz bilinmeyen bazı elementlerin bulunacağını ve onların bazı özeliklerini öngördü.

Varlığını bildirdiği elementlerden bazıları birkaç yıl sonra bulununca periyodik tablonun önemi anlaşıldı ve Mendeleev, büyük bir bilgin olarak tanındı.

Periyodik tablo, Mendeleev'in mükemmel yorumculuğu ve üretici zekasının çarpıcı bir ürünüdür. Mendeleev'in 25 büyük kitaptan oluşan diğer çalışmaları da oldukça ilginçtir. O'nun izomorfizm hakkındaki bilgileri organize etmesi, jeokimyanın gelişmesini sağlamıştır. Ayrıca, kritik kaynama noktasını bulup, çözeltilerin hidrat teorisini geliştirmesi onun büyük bir fizikokimyacı olarak anılmasına sebep olmuştur. Mendeleev, 70 kadar akademi ve ilim topluluğunun üyesi idi. Kendi deyimiyle onun birinci hizmeti ilmi araştırmaları, ikincisi ise öğretmenlikti.

Bu yorulmaz deneyci ve öğretmen, toplumsal konularla da ilgiliydi. Hükümetin işlerine karışmaması için, verilen emri dinlemektense profesörlükten istifa etmeyi uygun buldu. Liberal düşünceleri destekliyor, saçlarını kestirmeyi reddediyor ve Çar'ın isteklerine karşı koyuyordu. Buna karşın "Ağırlıklar ve Ölçüler Bürosu" müdürlüğüne atandı. Mendeleev, ilk periyodik cetveli bastırdığı zaman henüz 63 element biliniyordu. Ölümünden bir yıl sonra bilinen element sayısı 86 ya çıkmıştı. Bu hızlı artış, kimyanın en önemli genellemesi olan periyodik cetvel yoluyla sağlanmıştır.

1955 yılında Glenn Seaborg başkanlığındaki Amerikalı fizikçiler tarafından sentezlenen 101 atom numaralı elemente, Dimitri Mendelyev onuruna "mendelevyum" adı verilmiştir.

BAZEN YENİ İNSANLAR TANIMAK LAZIM!


                                                   DR.HENRY MOSELEY

    
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz askeri birlikleri ile Gelibolu'ya gelerek çarpışan ve Anafartalar Savaşı'nda hayatını kaybetmiştir.E.Rutherford'un öğrencisi olan Moseley, bazı elementlerin yayımladığı X ışınlarının spektrumlarını fotograflayarak, bu ışınların dalga boyları ile elementlerin atom numaraları arasında bir ilişki bulunduğunu ve elementlerin özelliklerinin atom ağırlıklarına değil atom numaralarına bağlı olduğunu deneysel olarak göstermiştir. Bu çalışmaları sayesinde, daha önce Mendeleev tarafından atom ağırlıklarına göre düzenlenen periyodik cetvel, atom numaralarına göre düzenlenmiştir.