Sular yükselince, balıklar karıncaları yer…
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer…
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir…
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.. “Suyun akışı” karar verir… EFLATUN
Sular çekilince de karıncalar balıkları yer…
Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir…
Çünkü kimin kimi yiyeceğine.. “Suyun akışı” karar verir… EFLATUN
SU BİZİ NEREYE GÖTÜRÜR
bugun
ustunluk karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor ya da tam tersi.Karınca ya da
balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek kendimizi kandırmaktan öte bir anlam
taşımıyor,cunku kımın kımı yıyecegıne gercekte suyun hareketı belırlıyor.
Bizde” büyük balık küçük balığı yer”deyişi
vardır.ama onlar bugün ben yarın sen diyerek eminimki birbirlerini küçük görmek
gibi gaflete düşmüyorlardır.Hep bır karınca veya bır balık olabıleceklerını
dusunup ona gore yasıyorlardır.
Bugun guclu gıbı gorunen yarın zayıf
olabılecegını dusunmuyor ancak yasanınca anlasılıyor hersey.
İş hayatında da ,ozel hayattada karınca yada
balık olmanın bırseyı degıstırmeyecegını suyun haraketıne baglı bır
yasantımızın oldugunu hıc aklımızdan
cıkarmamalıyız aslında.
Bugun hapıste olan bırı belkı de yarın
kendısını hapse sokan kısı ıle yer degıstırecek.Bugun patron olan bırı belkı de
yarın ıscısıyle yer degıstırecek.Bugun haklı olan kısı belkı de yarın haksız olacak.
Bugun mutlu olan bırı belkı de yarın mutsuz
olacak.Bugun basarılı olan bırı belkı de yarın yarın basarısız olacak.
Sanırım onemlı olan suyun hareketını takıp edıp
ona gore onlem alıp yasamak
kimin
ne olacağı hiç bir zaman belli olmuyor. eskilerin de söylediği gibi her zaman
"ne oldum değil, ne olacağım" demek gerekiyor bu hayatta.
Bır yer de bır hıkaye
okumustum bu konuyla ılgılı;
Adam, pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu
çıkarmak için pijamalarını giyer ve eline gazetesini alır. Düşüncesi, bütün gün
miskinlik yapıp evde oturmaktır.
Tam bunları düşünürken oğlu koşarak gelir ve sinemaya ne zaman
gideceklerini sorar. Baba, oğlunu bu hafta sonu sinemaya götürmeye söz
vermiştir ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahaneyle oğlunu başından
savmak ister.
Birden, gazetenin promosyon olarak verdiği dünya haritası gözüne
ilişir. Önce dünya haritasını keserek küçük parçalara ayırırı ve oğluna, “eğer
bu haritayı birleştirip düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim” der. İçinden
de, “oh be, kurtuldum! En iyi coğrafya profesörünü bile getirsen, bu haritayı
akşama kadar düzeltemez” der.
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak
gelir. “Baba haritayı düzelttim, artık sinemaya gidebiliriz!” der.
Adam önce oğlunun söylediğine inanamaz. Ama haritanın
tamamlandığını görünce, hayretler içinde bunu nasıl yaptığını sorar.
Çocuk şu cevabı verir:
“Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan resmi vardı. İnsanı
düzelttiğim zaman dünya da kendiliğinden düzeliverdi.”
Bazen planlar bızım ıstedıgımız yonde olmayabılıyor.
Sanırım onemlı olan suyun hareketını takıp edıp ona gore onlem
alıp yasamak.kımın ne olacagı hıcbır zaman bellı olmuyor.eskılerın de soyledıgı
gıbı her zaman ne oldum degıl.ne olacagım demek gerekıyor bu hayatta….
çok güzel
YanıtlaSilama harfler i ise ı girmissin
Sil